ÖZ
Amaç
Bu araştırmanın amacı çocuk ve ergenlerin travma sonrası biliş düzeylerini belirlemek amacıyla geliştirilen “Child Post-Traumatic Cognitions Inventory” ölçeğinin Türk kültürüne uyarlanarak geçerliğini ve güvenirliğini test etmektir.
Gereç ve Yöntem
Araştırmanın çalışma grubunu, 332’si kız (%55,7) ve 264’ü erkek (%44,3) olmak üzere toplam 596 çocuk ve ergen oluşturmaktadır (yaş; =14,9, standart sapma=1,6). Veri analiz sürecinde IBM SPSS Statistics (v.26, IBM Corp., Armonk, NY, ABD), Jamovi (v.2.3.21, The Jamovi Project, Sidney, Avustralya) ve yapısal eşitlik modellemesi için IBM AMOS (v.24, IBM Corp., Armonk, NY, ABD) yazılımlarından yararlanılmış; betimleyici istatistikler, açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizleri, güvenirlik analizleri ile Pearson korelasyon katsayısı hesaplamaları gerçekleştirilmiştir. Ölçeğin yapı geçerliğinin sınanması amacıyla, Travma Sonrası Stres Belirtileri Çocuk Formu ile lise düzeyine uyarlanmış Depresyon, Anksiyete ve Stres Ölçeği verileri kullanılarak Pearson korelasyon katsayısı analizi gerçekleştirilmiştir.
Bulgular
Yapılan analizlere göre ölçeğin iki alt boyut ve 23 maddeden oluştuğu sonucu elde edilmiştir. Ölçeğin alt boyutları ve toplam puanı McDonald’s omega ve Cronbach'ın alfa katsayısı değerleri 0,82 ve 0,91 arasında değişmektedir. Ölçek madde yükleri ise 0,39 ve 0,74 değişiklik göstermektedir. Ölçek yapı geçerliliği Travma Sonrası Stres Belirtileri Şiddet Ölçeği Çocuk Formu ve Depresyon, Anksiyete ve Stres Ölçeği ile test edilmiş ve anlamlı sonuçlar elde edilmiştir.
Sonuç
Bu araştırmada Travma Sonrası Bilişler Ölçeği Çocuk-Ergen Formu Türk kültürüne uyarlanmış olup elde edilen bulgular, ölçme aracının geçerlilik ve güvenilirlik açısından uygun olduğunu göstermektedir. Ölçeğin klinisyenler ve alanda çalışan uzmanlar için önemli olduğu ve alanyazına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Giriş
Travmatik olay bireyin günlük yaşamını bozan, aniden ortaya çıkan, bireyde korku ve kaygı uyandıran ve tehdit olarak algılanan durumları ifade etmektedir.1 Bireyler travmatik bir yaşantıya maruz kaldıktan sonra olayın üzerinden uzun zaman geçmiş olmasına rağmen bireylerde olumsuz tepkilerin devam etmesi travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) olarak tanımlanmaktadır.2 Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı-Beşinci Baskısı’na göre (DSM-5) TSSB, bireyin olumsuz bir yaşantıya maruz kalmasının ardından bir aydan uzun süren, artmış uyarılma ve irkilme tepkileri, kaçınma davranışları, olumsuz duygusal ve bilişsel değişiklikler ile kendisi, diğer kişiler veya dünya hakkında kalıcı olumsuz inançların gelişmesi gibi belirtilerle ortaya çıkan bir ruhsal bozukluktur.3 Çocuk ve ergenlerde yaşadıkları travmatik olaylar sonucunda en sık meydana gelen bozukluklardan birinin TSSB olduğu belirtilmektedir.4
Travma sonrası bilişler, travmatik bir olay/olaylar yaşayan bireyde gelişen olumsuz inanç ve düşünceler olarak tanımlanmaktadır.5 TSSB’nin tanı ölçütleri arasında yer alan bireyin kendisi, diğer insanlar ya da dünya hakkında kalıcı olumsuz inançlar geliştirmesi dikkate alındığında, travma sonrası ortaya çıkan bilişsel değerlendirmelerin TSSB semptomlarının süreklilik kazanmasında önemli bir rol oynadığı anlaşılmaktadır.6 Travmatik bir yaşantı sonucunda birey, travma yaşantısına olumlu yönde bakarak bu yaşantı ile başa çıkma yöntemleri bulabilir ya da travmatik olayı reddederek kendini suçlayabilir ve olumsuz bilişler geliştirebilir.7Birey bilişlerini olumsuz yönde geliştirdiğinde TSSB semptomları süreğenleşebilir ve bireyin kaygı düzeyi artabilir.8, 9 Bireyin yaşadığı travmatik olayın özelliği ve bireyin geçmişte yaşadığı travmatik olaylar sonrası birikerek gelişen değişimlerin oluşan travma sonrası bilişlerde önemli rol oynadığı ifade edilmektedir.10
Yetişkinler için geliştirilen Travma Sonrası Bilişler Ölçeği (TSBÖ), devam eden TSSB semptomlarını ve travma değerlendirmelerini detaylı bir şekilde ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır.11 Ölçeğin alt boyutları bireyin kendisi ile ilgili olumsuz inançları, dünya ile ilgili olumsuz inançları ve kendini suçlamayı içermektedir. Ölçek Yağcı-Yetkiner12 tarafından TSBÖ olarak Türk kültürüne uyarlanmış ve alt boyutlarının kişinin kendisi ve dünya ile ilgili olumsuz bilişleri içerdiği bildirilmiştir. Alanyazın incelendiğinde çalışmaların çocukların ve ergenlerin travma tepkilerinin, yetişkinlerin tepkileriyle farklarına odaklandığı dikkat çekmektedir.13Meiser‐Stedman ve ark.14 tarafından çocukların travma sonrası bilişlerini belirlemek amacıyla “Child Post-Traumatic Cognitions Inventory (CPTCI)” geliştirilmiştir.
Alanyazın incelendiğinde cinsel istismar ile ilgili travma ölçeklerinin olduğu15 ancak, tek olaylı travmalara maruz kalan çocuklarda travma ile ilgili olumsuz değerlendirmelerin TSSB gelişimindeki rolünü inceleyen çalışmaların sınırlı olduğu belirtilmektedir.14Dolayısıyla bu araştırmanın amacı Meiser‐Stedman ve ark.14 tarafından çocuk ve ergenlerin travma sonrası biliş düzeylerini ölçmek amacıyla geliştirilen “CPTCI” ölçeğinin Türk kültürüne uyarlanarak geçerliğini ve güvenirliğini test etmektir. Alanyazında çocuk ve ergenlerin travmatik olaylara verdikleri tepkilerle erişkinlerin tepkilerinin benzer süreçleri içerip içermediği konusuna odaklanıldığı ancak bu çalışmaların kısıtlı olduğu görülmüştür.13Çocuk ve ergenlerin travma sonrası bilişleri ile ilgili yapılacak olan çalışmaların artması, Türk kültüründe çocuk ve ergenler üzerinde travma sonrası bilişleri etkileyen faktörlerin ortaya çıkarılabilmesi ve çocuk ve ergenlerin travma sonrası bilişlerinin klinisyenler tarafından da daha iyi anlaşılabilmesi amacıyla Türk kültürüne uyarlanan “TSBÖ Çocuk-Ergen Formunun (TSBÖ-ÇEF)” alanyazınına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Gereç ve Yöntem
Araştırmanın bu bölümünde, çalışma grubunun özellikleri, araştırma sürecinde izlenen yöntem, kullanılan veri toplama araçları ile verilerin analizine dair ayrıntılar sunulmuştur.
Araştırmanın Çalışma Grubu
Araştırmanın çalışma grubu seçilirken, amaçlı örnekleme yöntemi içerisinde yer alan ölçüt örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Amaçlı örneklemede çalışma grubunun sahip olması gereken ölçütün önceden belirlenmesi gerektiği ifade edilmektedir.16Bu araştırmada ölçüt ölçeğin orijinaline uygun olarak son iki ay içerisinde bireyin yaşamını etkileyen korkutucu bir olay yaşaması olarak belirlenmiştir. Dolayısıyla ölçek son iki ay içerisinde bireyin yaşadığı en korkunç olaya ilişkin doldurtulmuştur. Katılımcılara öncelikle son iki ayda yaşadıkları yaşamlarını etkileyen en korkutucu üç olay sorulmuştur. Ardından katılımcılar, son iki ay içinde yaşadıkları en korkutucu olaya ilişkin TSBÖ-ÇEF’yi tamamlamışlardır. Araştırmanın çalışma grubunu, 332’si kız (%55,7) ve 264’ü erkek (%44,3) olmak üzere toplam 596 çocuk ve ergen oluşturmaktadır. Çalışma grubunun yaş aralığı 11-17 yaş arasındadır (yaş; =14,9, standart sapma (ss)=1,6). Katılımcıların 32’si (%5,4) 6. sınıf, 216’sı (%36,2) 7. sınıf, 148’i (%24,8) 8. sınıf, 112’si (%18,8) 9. sınıf, 9’u (%1,5) 10. sınıf ve 32’si (%5,4) 11. sınıf öğrencisidir.
İşlem
TSBÖ-ÇEF’nin uyarlama sürecinde, ölçeğin geliştiricilerinden Richard Meiser-Stedman ile e-posta aracılığıyla iletişime geçilmiş ve gerekli kullanım izinleri alınmıştır. Çalışma, Helsinki Deklarasyonu ilkelerine uygun şekilde yürütülmüş ve Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Bilimsel Araştırmalar Etik Kurulu’ndan alınan onay doğrultusunda yürütülmüştür (karar no: 2024/509, tarih: 14.06.2024). Ölçek maddelerinin Türkçeye uyarlanabilmesi için ilk aşamada dört dil uzmanına metinler gönderilmiş ve uzmanlardan geri bildirimler alınmıştır. Türkçeye çevrilen ölçek maddeleri, rehberlik ve psikolojik danışmanlık alanında uzman ve İngilizce yeterliliği bulunan dört öğretim üyesine iletilerek içerik uygunluğu konusunda görüşleri toplanmıştır. Hem dil uzmanları hem de alan uzmanlarının önerileri doğrultusunda ölçeğin Türkçe formu araştırmacılar tarafından düzenlenmiş ve son haline getirilmiştir. Elde edilen Türkçe form, tekrar iki farklı dil uzmanına gönderilerek İngilizceye çevrilmiş; ardından özgün İngilizce maddelerle karşılaştırılmıştır. Yapılan karşılaştırma sonucunda ölçeğin çeviri tutarlılığı ve dilsel eşdeğerliği doğrulanmıştır. Pilot uygulama aşamasında ölçek, 70 çocuk ve ergene uygulanmıştır. Uygulama sırasında alınan geri bildirimler doğrultusunda ölçek yeniden gözden geçirilerek nihai forma ulaşılmıştır. Veri toplama sürecinde katılımcılara bilgilendirme yapılmış, gönüllü onamları alınmış ve ölçüm yüz yüze uygulanmıştır. Ölçeğin uygulanması ortalama 23 dakika sürmüştür.
Veri Toplama Araçları
Travma Sonrası Bilişler Ölçeği Çocuk-Ergen Formu: Meiser-Stedman ve ark.14 tarafından geliştirilen ölçeğin orijinali 25 soru ve iki alt boyuttan oluşmaktadır. Türk kültürüne uyarlanan ölçek 23 madde ve iki alt boyuttan oluşmaktadır. Ölçek 4’lü Likert tipindedir (1: Hiç katılmıyorum, 4: Çok katılıyorum) ve ölçekten en az 23 en fazla 92 puan alınabilmektedir. Ölçek alt boyutları “olumsuz yönde kalıcı değişime ilişkin bilişler” (5,6,13,14,15,17,18,19,20,21,22,23) ve “kişinin kendisi ve dünya ile ilgili olumsuz bilişleri” (1,2,3,4,7,8,9,10,11,12,16) olarak ifade edilmektedir. Ölçekte olumsuz yönde (ters) kodlanmış herhangi bir madde bulunmamaktadır. Yüksek puanlar, çocuk ve ergenlerin travmatik deneyimlerine bağlı olarak geliştirdikleri olumsuz bilişlerin daha yoğun olduğunu işaret etmektedir. Ölçeğin orijinalinde olumsuz yönde kalıcı değişime ilişkin bilişler alt boyutu Cronbach alfa değeri 0,91; kişinin kendisi ve dünya ile ilgili olumsuz bilişleri alt boyutu için Cronbach alfa değeri 0,87 ve toplam puan için Cronbach alfa değeri 0,86 olarak belirtilmiştir.
Travma Sonrası Stres Belirtileri Şiddet Ölçeği Çocuk Formu: Yalın-Sapmaz ve ark.17tarafından Türk kültürüne uyarlanan ölçek 9 maddeden oluşmakta ve alınan puanlar 0-36 arasında değişmektedir. Ölçekten alınan puanların artması TSSB şiddetinin daha fazla olduğunu ifade etmektedir. Ölçek tek boyuttan oluşmaktadır. Ters madde bulunmamaktadır. Ölçeğin orijinal formuna ait Cronbach alfa iç tutarlık katsayısı 0,90’dır. Bu çalışmada elde edilen iç tutarlık katsayısı ise 0,83 olarak elde edilmiştir.
Depresyon, Anksiyete ve Stres Ölçeği (DASS-42) Lise Formu: Bilgel ve Bayram18 tarafından üniversite öğrencileri üzerinde uyarlanan ölçek Akkuş-Çutuk ve Kaya19tarafından lise öğrencilerine uyarlanmıştır. Ölçek 42 madde ve üç alt boyuttan oluşmaktadır. Her bir alt boyutta elde edilebilecek toplam puanlar 0-42 arasında değişmektedir. Ters madde bulunmamaktadır. Ölçeğin Cronbach alfa iç tutarlık katsayısı depresyon için 0,91, anksiyete için 0,84; stres için 0,86 olarak hesaplanmıştır. Bu araştırma için ise Cronbach alfa iç tutarlık katsayısı depresyon için 0,91 anksiyete için 0,89 ve stres için 0,89 olarak hesaplanmıştır.
İstatistiksel Analiz
Veri analiz sürecinde, istatistiksel analizler için SPSS (IBM Corp., Armonk, NY, ABD), Jamovi (The Jamovi Project, Sidney, Avustralya) ve yapısal eşitlik modellemesi için AMOS (IBM Corp.) yazılımları kullanılmıştır. Analiz kapsamında betimleyici istatistikler, açımlayıcı faktör analizi (AFA), doğrulayıcı faktör analizi (DFA), güvenirlik analizleri ve Pearson korelasyon katsayısı hesaplamaları gerçekleştirilmiştir. Veri setinin normal dağılıma uygunluğunu değerlendirmek amacıyla betimsel istatistikler çerçevesinde çarpıklık ve basıklık değerleri incelenmiştir. AFA ölçme aracının örtük yapısının belirlenmesi için kullanılmıştır. DFA ölçeğin orijinalinde sahip olduğu faktör yapısının model uyumunun incelenmesi için kullanılmıştır. Bu araştırmada güvenirlik analizleri kapsamında, Cronbach alfa katsayısı SPSS programı aracılığıyla, McDonald’s omega katsayısı ise JAMOVİ yazılımı kullanılarak hesaplanmıştır. Ölçeklerin iki yarısı arasındaki tutarlılığı değerlendirmek amacıyla Spearman-Brown ve Guttman Split-Half katsayıları incelenmiştir. Yapı geçerliliğine yönelik analizler ise Travma Sonrası Stres Belirtileri Şiddet Ölçeği Çocuk Formu ile DASS-42 Lise Formu’ndan elde edilen veriler kullanılarak Pearson korelasyon katsayısı analizi ile gerçekleştirilmiştir.
Tablo 1 incelendiğinde; TSBÖ-ÇEF alt boyutları ve toplam puanı, Travma Sonrası Stres Belirtileri Şiddet Ölçeği Çocuk Formu toplam puan ve DASS-42 Lise Formu alt boyutları çarpıklık- basıklık değerleri incelendiğinde elde edilen değerlerin -1 ile +1 aralığında bulunması, veri setinin normal dağılıma uygunluk gösterdiğini ortaya koymaktadır.20 Ölçüt bağıntılı geçerlik analizlerinde, TSBÖ-ÇEF ile birlikte Travma Sonrası Stres Belirtileri Şiddet Ölçeği-Çocuk Formu ve DASS-42 Lise Formu kullanılmıştır. Ölçeğin iki yarı test güvenirliğini değerlendirmek amacıyla Spearman-Brown ve Guttman Split-Half katsayıları hesaplanmış; iç tutarlılık güvenirliği ise Cronbach alfa ve McDonald’s omega katsayıları ile test edilmiştir. Madde düzeyinde yapılan analizlerde, her bir maddenin ölçme aracına katkısını değerlendirmek amacıyla düzeltilmiş madde-toplam korelasyon katsayıları ile faktör yükleri incelenerek maddelerin ölçme aracına katkıları değerlendirilmiştir.
Faktör analizine geçilmeden önce veri setinin bu analiz için uygunluğu kontrol edilmiştir. Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) örneklem yeterliliği indeksi ve Bartlett küresellik testi uygulanmıştır. Analiz sonuçları, KMO değerinin 0,93 olduğunu ve Bartlett testi sonucunun anlamlı çıktığını göstermiştir (X²=4762,513, ss=253, p<0,001). Analiz sonuçları, faktör analizi uygulanması için veri setindeki örneklem büyüklüğünün yeterli olduğunu ortaya koymuştur.21
Bulgular
Bu bölümde geçerlik ve güvenirlik analizlerine ilişkin sonuçlara yer verilmiştir.
Yapı Geçerliği
TSBÖ-ÇEF’nin yapı geçerliğini değerlendirmek amacıyla AFA ve DFA uygulanmıştır.
Açımlayıcı Faktör Analizi
TSBÖ-ÇEF için yapılan faktör analizinde, Varimax rotasyonu ve temel bileşenler yöntemi kullanılmıştır. Elde edilen bulgular, ölçeğin altında yatan yapının iki faktörlü olduğunu göstermektedir.
Tablo 2’de alt faktörler, maddelere göre faktör yükleri ve varyans değerlerine yer verilmiştir. Orijinal formda yer alan ölçekte bulunan madde 12 ve madde 18 DFA’da faktör yükü 0,30’un altında olduğu için ölçekten çıkarılmıştır.16Yapılan AFA bulgularına göre, ölçek maddelerinin faktör yükleri 0,37 ile 0,72 arasında dağılım göstermektedir.
Doğrulayıcı Faktör Analizi
İki alt boyut ve 25 maddeden oluşan TSBÖ-ÇEF’nin birinci düzey çok faktörlü yapısı, DFA ile test edilmiş ve analizler AMOS 24 programı aracılığıyla gerçekleştirilmiştir. Veri setinin normal dağılıma uygunluk göstermesi nedeniyle, analizlerde maksimum likelihood yöntemi kullanılmıştır. Yapılan DFA sonucunda Türk kültürüne uyarlanan ölçek 23 madde ve iki alt boyuttan oluşmaktadır. Orijinal formda yer alan ölçekte bulunan madde 12 ve madde 18 DFA’da faktör yükü 0,30’un altında olduğu için ölçekten çıkarılmıştır.16Yapılan analizler sonrasında Türk kültürüne uyarlanan TSBÖ-ÇEF’nin iki alt boyut ve 23 maddeden oluştuğu sonucu elde edilmiştir.
Tablo 3’te sunulan DFA bulguları, TSBÖ-ÇEF’nin orijinal faktör yapısının test edilmesine yöneliktir. Elde edilen sonuçlar, modelin geçerli kabul edilen uyum indekslerini karşıladığını göstermektedir. X2/ss değeri 3,727 olarak hesaplanmıştır ve X2/ss değerini 5’den küçük olduğu için modelin iyi uyum indeksine sahip olduğu ifade edilmektedir.22, 23Karşılaştırmalı uyum indeksi (CFI), uyum iyiliği indeksi (GFI), normlaştırılmış uyum indeksi (NFI) ve Tucker-Lewis indeksi (TLI) gibi uyum indekslerinin 0,90’ın üzerinde olması, modelin iyi düzeyde uyum gösterdiğine işaret etmektedir.16Araştırmada elde edilen CFI, GFI, NFI ve TLI değerleri iyi uyum göstermektedirler. DFA sonucunda TSBÖ-ÇEF’nin iki alt boyut ve 23 maddeden oluştuğu sonucu elde edilmiştir. Tablo 3’de gerçekleştirilen birinci düzey çok faktörlü DFA sonuçları (χ²/ss=3,727; CFI=0,90; GFI=0,88; NFI=0,90; yaklaşık hataların ortalama kare kökü =0,068; standartlaştırılmış kareler ortalaması artığı =0,056) doğrultusunda, önerilen iki faktörlü modelin veriyle kabul edilebilir düzeyde uyum sağladığı görülmektedir. Elde edilen bulgular, TSBÖ-ÇEF’nin kuramsal olarak öngörülen yapıyı doğruladığını ortaya koymaktadır. Şekil 1’de sunulan DFA sonuçlarına göre, faktör yüklerinin 0,39 ile 0,74 arasında değiştiği gözlemlenmiştir. Madde faktör yükleri 0,30’un üzerinde olduğu için istenilen düzeyde olduğu görülmektedir.16
Güvenirlik
Bu bölümde güvenirlik analiz ile ilgili bulgulara yer verilmiştir.
Tablo 4 incelendiğinde TSBÖ-ÇEF madde toplam korelasyonları değerlerinin 0,33 ile 0,61 arasında değiştiği sonucu elde edildiği görülmektedir. Madde toplam korelasyon katsayısının 0,30 ve üzerinde olması, ilgili maddenin yeterli ayırt ediciliğe sahip olduğunu göstermektedir.24 Elde edilen bulgulara göre TSBÖ-ÇEF maddelerinin ayırt etme gücünün yeterli düzeyde olduğu anlaşılmaktadır. Cronbach alfa değeri olumsuz yönde kalıcı değişime ilişkin bilişler alt boyutu için α=0,87 ve kişinin kendisi ve dünya ile ilgili olumsuz bilişleri alt boyutu için α=0,82 olarak hesaplanmıştır. TSBÖ-ÇEF toplam puanı için ise α=0,91 olarak hesaplanmıştır. McDonald’s omega katsayısı değerleri olumsuz yönde kalıcı değişime ilişkin bilişler alt boyutu için ω=0,87 ve dünya ile ilgili olumsuz bilişleri alt boyutu için ω=0,82 olarak hesaplanmıştır. TSBÖ-ÇEF toplam puanı için ise ω=0,91 olarak hesaplanmıştır. TSBÖ-ÇEF iki yarısı arasındaki tutarlılığı incelendiğinde Spearman-Brown korelasyon katsayısı 0,86 ve Guttman Split-Half katsayısı 0,91 olarak hesaplanmıştır. Güvenirlik katsayısı 0,80 ve üzeri olan ölçekler, yüksek düzeyde güvenilir olarak değerlendirilmektedir.25Yapılan Cronbach alfa, McDonald’s omega katsayısı Spearman-Brown korelasyon katsayısı ve Guttman Split-Half katsayısı hesaplamaları sonucunda ölçek değerlerin güvenilir olduğu görülmektedir.
TSBÖ-ÇEF yapısal geçerliliğini değerlendirmek amacıyla Travma Sonrası Stres Belirtileri Şiddet Ölçeği Çocuk Formu toplam puan ve DASS-42 Lise Formu kullanılmıştır. TSBÖ-ÇEF alt boyutlarının da arasında bulunan korelasyon ilişkisi incelenmiştir. Tablo 5 incelendiğinde TSBÖ-ÇEF olumsuz yönde kalıcı değişime ilişkin bilişler ve kişinin kendisi ve dünya ile ilgili olumsuz bilişleri alt boyutları arasında pozitif yönde yüksek düzeyde anlamlı bir ilişki elde edilmiştir (r=0,68, p<0,01).
Olumsuz yönde kalıcı değişime ilişkin bilişler alt boyutu ile Travma Sonrası Stres Belirtileri Şiddet Ölçeği Çocuk Formu toplam puan (r=0,64, p<0,01), depresyon (r=0,68, p<0,01), anksiyete (r=0,65, p<0,01) ve stres (r=0,60) puanları arasında pozitif yönde yüksek düzeyde anlamlı bir ilişki elde edilmiştir.
Kişinin kendisi ve dünya ile ilgili olumsuz bilişleri alt boyutu ile Travma Sonrası Stres Belirtileri Şiddet Ölçeği Çocuk Formu toplam puan (r=0,61, p<0,01), depresyon (r=0,63, p<0,01), anksiyete (r=0,60, p<0,01) ve stres (r=0,60) puanları arasında pozitif yönde yüksek düzeyde anlamlı bir ilişki elde edilmiştir.
TSBÖ-ÇEF toplam puanı ile Travma Sonrası Stres Belirtileri Şiddet Ölçeği Çocuk Formu toplam puan (r=0,68, p<0,01), depresyon (r=0,72, p<0,01), anksiyete (r=0,68, p<0,01) ve stres (r=0,65) puanları arasında pozitif yönde yüksek düzeyde anlamlı bir ilişki elde edilmiştir.
Tartışma
Bu çalışmada TSBÖ-ÇEF Türk kültürüne uyarlanmıştır. Araştırma bulguları, ölçeğin geçerlilik ve güvenirlik açısından yeterli düzeyde olduğunu ve güvenilir ölçümler sağlayabileceğini düşündürmektedir. Son iki ay içerisinde travmatik yaşantısı olan katılımcılarda uygulanan geçerlik analizleri sonucunda TSBÖ-ÇEF’nin 23 madde ve iki alt boyuttan oluştuğu sonucu elde edilmiştir. Bu alt boyutları olumsuz yönde kalıcı değişime ilişkin bilişler ve kişinin kendisi ve dünya ile ilgili olumsuz bilişleri olarak ifade edilmiştir. Olumsuz yönde kalıcı değişime ilişkin bilişleri çocuk ve ergenlerin travma sonrası yaşadığı olumsuzlukların yaşam boyu süreceğine dair olan inançlarını ifade etmektedir. Kişinin kendisi ve dünya ile ilgili olumsuz bilişleri alt boyutu ise, bireyin kendilik algısı ve dünya görüşünde oluşan olumsuz algıları ifade etmektedir. Piaget’in bilişsel gelişim teorisi çerçevesinde, çocuk ve ergen bireylerin kendileri ve dünya ile ilgili algılarında travma sonrası meydana gelen değişimlerin, onların gelişimsel düzeylerine uygun şekilde değerlendirilmesi gerektiği belirtilmektedir.10 Çocuklar ve ergenler bireyler, travmatik olayları anlamlandırırken yetişkinlerden farklı olarak daha somut düşünme eğilimindedir.26 Dolayısıyla TSBÖ-ÇEF’nin bu yaş grubuna özel bir odak sunmasının önemli olduğu düşünülmektedir.
Yapılan güvenirlik analizleri sonucunda ise olumsuz yönde kalıcı değişime ilişkin bilişler alt boyutu Cronbach alfa ve McDonald’s omega katsayısı değeri 0,87; kişinin kendisi ve dünya ile ilgili olumsuz bilişleri alt boyutu için Cronbach alfa ve McDonald’s omega katsayısı değeri 0,82 ve toplam puan için Cronbach alfa ve McDonald’s omega katsayısı değeri 0,91 olarak elde edilmiştir. TSBÖ-ÇEF’nin yüksek düzeyde güvenilir olduğu görülmektedir. TSBÖ-ÇEF’nin Türk kültürüne uyarlanmış bir ölçme aracı olduğu düşünüldüğünde, elde edilen güvenirlik değerleri, ölçeğin kültürel bağlamda da güçlü bir psikometrik yapıya sahip olduğunu göstermektedir.
TSBÖ-ÇEF’nin yapı geçerliğini incelemek amacıyla Travma Sonrası Stres Belirtileri Şiddet Ölçeği Çocuk Formu ve DASS-42 arasında korelasyon değerleri incelenmiştir. TSBÖ-ÇEF ile Travma Sonrası Stres Belirtileri Şiddet Ölçeği Çocuk Formu toplam puanı ve DASS-42 puanları arasında pozitif yönde yüksek düzeyde anlamlı bir ilişki elde edilmiştir. Alanyazında yer alan bulgular dikkate alındığında travmatik olayları sonrası oluşan olumsuz bilişlerin TSSB semptomlarının şiddetinin artıracağı ve çocuk ve ergenlerde travma sonrası bilişlerin TSSB için güçlü bir semptom olduğu ifade edilmektedir.17 Elde edilen bulguların araştırmanın bu bulgusu ile tutarlı olduğu görülmektedir. Çocuk ve ergenlerde meydana gelen bu değişimler geleceğe yönelik umutlarını azaltarak depreyon, anksiyete ve stres düzeylerinin artmasına neden olabilir. Ayrıca TSBÖ-ÇEF’nin alt boyutları arasında da pozitif yönde yüksek düzeyde anlamlı bir ilişki elde edilmiştir. Alt boyutları arasındaki yüksek düzeyde pozitif yönde elde edilen ilişki, bu boyutların birbirini tamamlayan ve birbirine bağlı yapılar olduğunu göstermektedir. TSBÖ-ÇEF madde yükleri ise 0,39 ve 0,74 değişiklik gösterdiği için uygun düzeyde olduğu görülmektedir.
Alanyazını incelendiğinde çocuk ve ergenlerin travmatik yaşantılarına ilişkin DSM-5 Travma Sonrası Stres Belirtileri Şiddet Ölçeği Çocuk Formu,17çocuk ve gençler için klinisyen tarafından uygulanan TSSB Ölçeği27ve Çocuklar için Travma Sonrası Stres Tepki Ölçeği28gibi ölçeklerin olduğu görülmektedir. Ancak çocuk ve ergenlerin travmatik yaşantılarına ilişkin Türk kültüründe var olan ölçekler sınırlıdır. Dolayısıyla Türk kültürüne uyarlanan TSBÖ-ÇEF’nin çocuk ve ergenlerde meydana travma sonrası bilişler ile ilgili hem yapılacak olan çalışmalara hem de klinisyenler tarafından çocuk ve ergenlerin travma sonrası bilişlerinin daha iyi anlaşılabilmesi amacıyla alanyazına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Çalışmanın Kısıtlılıkları
Bu çalışmanın belirli sınırlılıkları göz önünde bulundurulmalıdır. Araştırmanın çalışma grubu iki ay süre içerisinde travmatik bir yaşantıya maruz kalmış olan 596 çocuk ve ergenlerden oluşmaktadır. Araştırmanın çalışma grubu olarak hastanelerin travma kliniklerinde tedavi gören çocuk ve ergenlerin alınmaması bu çalışmanın sınırlılığıdır. Daha büyük çalışma grubunun olmaması ve çalışma grubunu oluşturan çocuk ve ergenlerin yaş dağılımlarının dengeli olmaması da bu araştırmanın bir diğer kısıtlılıklarıdır.
Sonuç
Bu çalışmada yapılan analizler sonucunda elde edilen yapı geçerliği, ölçüt geçerliği, ayırt edici geçerlik ve güvenirlik bulguları doğrultusunda, TSBÖ-ÇEF’nin, 11-17 yaş grubundaki bireylerin travma sonrası biliş düzeylerini değerlendirmede geçerli ve güvenilir bir araç olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ölçek 23 madde ve iki alt boyuttan oluşmaktadır. Ölçekte olumsuz yönde (ters) kodlanmış herhangi bir madde bulunmamaktadır. Ölçeği toplam puanı alınabilmektedir. Ölçekten elde edilen puanların yüksekliği, çocuk ve ergenlerin travmatik yaşantılarla ilişkili olarak geliştirdikleri olumsuz bilişlerin daha yoğun olduğunu göstermektedir. Ölçek alt boyutları “olumsuz yönde kalıcı değişime ilişkin bilişler” (5,6,13,14,15,17,18,19,20,21,22,23) ve “kişinin kendisi ve dünya ile ilgili olumsuz bilişleri” (1,2,3,4,7,8,9,10,11,12,16) olarak ifade edilmektedir. Bu ölçek alan uzmanları ve klinisyenler tarafından çocuk ve ergenlerin travma sonrası bilişlerini belirlemek amacıyla kullanılabilir.


